Anemi Testi
Kocaeli Sistem Laboratuvarlar Grubu


Anemi Testi

Anemi; kanın oksijen taşıma kapasitesini azaltan, esasında eritrosit eksikliğine işaret eden, kansızlık olarak bildiğimiz bir kan hastalığıdır. Vücutta yeterli oksijen döngüsü sağlanmadığında organlar besinsiz kalır ve sağlıklı şekilde çalışamazlar. Anemi, kişinin yaşam kalitesini ciddi anlamda düşüren bir hastalıktır.

Anemi, farklı semptomlarla vücutta varlığının sinyallerini verir. Anemi pek çok farklı türe sahiptir. Ortaya çıkmasına kaynaklık eden nedenlere bağlı olarak değişik türlerde karşımıza çıkmaktadır.

Orak hücreli anemi,

Aplastik anemi,

Hemolitik anemi,

Megaloblastik anemi,

Pernisiyöz anemi,

Fanconi anemisi çeşitleri olarak sayılabilir.
Anemi Sebepleri Nelerdir?
Kan Kaybı

Kan kaybı; uzun ve yoğun süren menstruasyon kanamaları, sindirim ya da boşaltım yollarında meydana gelen kanamalar, travma ve yaralanmalar ya da cerrahi girişimlere bağlı olarak meydana gelebilir. Kan kaybı çok olduysa anemi açığa çıkacak kadar alyuvar kaybedilmiş olabilir.
Alyuvar Üretiminde Yetersizlik

Alyuvar üretim yetersizliği ise doğuştan var olan anomali ya da sonradan kazanılan birtakım hastalıklara bağlı olarak veya hastalık olmaksızın beslenme gibi etkenlere bağlı olarak kendiliğinden gelişen bir problemdir. Böbrek hastalıkları, kanser, yetersiz beslenme gibi sorunlar alyuvar üretiminde azalmaya neden olur. Kırmızı kan hücreleri, kemik iliğinde üretilir. Kemik iliğinde gelişen bir patoloji de alyuvar üretimini yavaşlatır ve anemiye neden olur.
Alyuvar Yıkımındaki Artış

Alyuvar yıkımının artması da anemi oluşturan bir başka sebeptir. Bu durum kalıtsal olabileceği gibi sonradan edinilmiş bir durum da olabilir. Dalak, alyuvar yıkımından sorumlu bir organdır. Dalak büyümesi ve dalak hastalıkları alyuvar yıkımını hızlandırır ve anemiye neden olur. Bazı enzim eksiklikleri de kırmızı kan hücrelerinin yıkımını hızlandırarak anemiye sebep olabilir.
Anemi Çeşitleri Nelerdir?
Orak Hücreli Anemi

Alyuvar yapısının mutasyona uğraması görevini tam olarak yerine getirmesini de engeller ve vücuda yeterli oksijen sağlanamaz. Alyuvarlar bu mutasyonla olması gereken morfolojilerinden farklılaşarak orağa benzetilen bir şekil alır. Bu da daha az oksijen taşımak demektir. Çünkü alyuvarların normalde oldukları yuvarlak şekilleri onlara daha bol miktarda oksijen taşıma kapasitesi sağlar.

Orak hücreli anemi genetik bir hastalık olup anne ve babadan birlikte kalıtılır. Orak hücreli anemi, ciddi bir hastalıktır. Birtakım belirtilerle kendini gösterir. Aşırı şiddetli ağrılar, enfeksiyonlar, inme, dalak genişlemesi, gözlerde ve ciltte görülen sarılıklar, görme problemleri gibi semptomlara sahiptir.

Hemogram, periferik yayma yada oraklaşma testi dediğimiz testlerle alyuvarların kimyasallara tepkisini gözlemleyerek oraklaşma varlığı tespit edilebilir.

Ağrıları azaltıcı parasetamol tedavisi, kan transfüzyonu, folik asit takviyesi gibi tedavi yöntemleri vardır. Bu hastalığa sahip kişiler; yüksek rakımdan, aşırı soğuk sudan ve havadan, yorucu aktivitelerden uzak durmalıdır.
Aplastik Anemi

Kemik iliği yetmezliği nedeniyle ortaya çıkan anemidir. Kemik iliğinde yeterli kan hücreleri üretilemediğinde görülür. Akyuvarlar, alyuvarlar ve trombositlerin hepsinde görülen ya da sadece bir tanesinde görülebilen eksikliktir. Hayati tehlikesi olmakla birlikte kişinin yaşam standartını çok büyük ölçüde etkileyen bir hastalıktır.

Aplastik anemi hiç belirti göstermeyebilir ancak genelde bu hastalığa sahip kişilerde; nefes darlığı, aşırı yorgunluk, burun ve diş eti kanamaları, ciltte morarmalar, ateş, meydana gelen kanamaların zor durdurulması, baş ağrısı, bitkinlik gibi belirtiler gözlenir.

Aplastik anemi hemogram testinde kendini belli eder ancak net tanı için biyopsi gerekebilir.

Tedavide ise öncelikli hedef, aplastik anemiye neden olan faktörü engellemektir. İlaç tedavisi, kemik iliği ya da kan transplantasyonu tedavisi uygulanabilir. Bu kişiler beslenmesine çok dikkat etmeli ve mineral, vitamin, protein, karbonhidrat gibi temel besin maddelerinden yeterli miktarda tükettiğine emin olmalıdır.
Hemolitik Anemi

Alyuvarların henüz ömürlerini tamamlamadan yıkılarak dolaşımdan uzaklaşması sonucu oluşan kansızlığa hemolitik anemi denir. Kan hücreleri ömrünü tamamladığında kemik iliği yeni hücreler üretir. Ancak hemolitik anemide kaybedilen hücrelerin yeri zamanında doldurulamaz.

Hemolitik anemi; baş ağrısı ve baş dönmesi, nefes darlığı, el ve ayaklarda soğukluk, göğüs ağrısı, tırnak ve diş etinde solukluk gibi belirtilerle kendini gösterir.

Hemolitik anemi de kendi içinde farklı türlere ayrılır.

Edinsel hemolitik anemi, alyuvarlar normal olmasına rağmen vücutta var olan diğer hastalıklara bağlı olarak alyuvarların dolaşımdan uzaklaşmasıdır.

İmmün hemolitik anemi, alyuvarların bağışıklık sistemi tarafından parçalanması durumudur.

Otoimmün hemolitik anemi, bağışıklık sisteminin kendi alyuvarlarına karşı antikor üretmesi durumudur. Sebebi bilinmemekle birlikte ciddi bir hastalık olduğu biliniyor.

Alloimmün hemolitik anemi, kan transfüzyonu ile alınan alyuvarlara karşı vücudun antikor üretmesidir. İlaçlara bağlı ortaya çıkan bu hemolitik anemi, vücudun kullanılan birtakım ilaçlara ( asetaminofen, antiinflamatuar, sıtma ilacı gibi) reaksiyon göstermesi ile ortaya çıkar.

Hemolitik anemi; kan transplantasyonu, cerrahi girişim ve ilaç tedavisi ile tedavi edilebilmektedir.
Megaloblastik Anemi

Megaloblastik anemi, B12 ve folik asit yetersizliğine bağlı ortaya çıkan bir anemi türüdür. Beslenme yetersizliğine bağlı ortaya çıkabileceği gibi, kronik karaciğer hastalıkları ve balık tenyası enfeksiyonu sebebiyle ortaya çıkabilir.

Bu hastalığa sahip kişilerde; solukluk, halsizlik, ishal, iştahsızlık, çabuk yorulma gibi belirtiler görülür. Tedavisinde kaybolan B12 ve folatın yerine konması amaçlanır. Bu hastalığa sahip kişilerin çilek, balık, kırmızı et, süt, yumurta, yeşil yapraklı sebzeleri bolca tüketmesi önerilir.
Pernisiyöz Anemi

İntrensek faktör olarak bilinen protein yetersizliğe ile ortaya çıkan bu anemi türü, B12 eksikliğine bağlı olarak da vücutta görülebilir.

İntrensek faktör; midede bulunan, B12’nin emilimini sağlayıp kana karıştırmakla görevli bir çeşit proteindir. Bu proteinin eksikliğinde B12 vitamini emilmeden atılır. Bu da pernisiyöz anemi açığa çıkarır.

Vücutta kendini kolayca gösterebilen bu anemi çeşidi kişide; iştahsızlık, kilo kaybı, depresyon, solukluk, çarpıntı, kulak çınlaması, deri değişimleri, saç beyazlaması, halsizlik, baş dönmesi, vitiligo, ekstremite uyuşukluğu anormal refleks hareketleri gibi durumlara neden olur.

Tedavisinde öncelikle B12 eksikliği araştırılır ve B12 tedavisine başlanır. Genelde B12 enjeksiyonu kullanılır. Pernisiyöz anemi sahibi kişilerin; et, süt, yumurta, balık, brokoli gibi besinleri bolca tüketmesi gerekir.
Fanconi Anemisi

Kalıtsal olarak aktarılan aplastik anemi türü de diyebileceğimiz fanconi anemisi, kalıtsal kemik iliği yetmezliği olarak bilinir. Aile içi evliliklerin daha çok olduğu ülkemizde bu nedenlerle batı
toplumlarından daha sık görülmektedir. DNA kaynaklı bir mutasyon sonucu ortaya çıkar.

Fanconi anemisi amniyosentez ve kordosentez yöntemi ile doğum öncesi dönemde tanısı konulabilen bir hastalıktır. Ayrıca tanıda lenfositlerin detaylı incelenmesinden yararlanılır. Deride kırmızı, mor lekeler olarak tarif edilen peteşilerle semptom gösterir.

Bu hastalığa sahip kişiler beslenmesine dikkat etmelidir. Yeterli mineral ve vitamin aldığından emin olmalıdır.
Demir Eksikliği Anemisi

Vücuttaki demir yetersizliğe bağlı olarak ortaya çıkan demir eksikliği anemisi, alyuvarlar için gerekli demiri temin edemediğinde alyuvarların oksijen taşıma kapasitesini düşürerek organları oksijene aç bırakır.

En çok görülen anemi türü olup farklı nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Kan kaybı, yetersiz demir alımı, demir emiliminde yetersizlik ve gebeliğe bağlı olarak demir eksikliği anemisi görülür.

Vücutta sürekli kan kaybına neden olan hastalıklar söz konusuysa ( peptik ülser, kolorektal kanser, gastrointestisnal kanamalar) demir eksikliği kaçınılmazdır. Demir eksikliğinde; baş dönmesi, göğüs ağrısı, kalpte ritm bozuklukları, el ve ayaklarda soğukluk, soluk cilt, baş ağrısı, aşırı yorgunluk, halsizlik, pika sendromu( toprak, buz gibi besleyici olmayan maddeleri yeme isteği) semptom olarak görülür.

Demir eksikliği anemisi kanda demir ve demir bağlama kapasitelerinin ölçülmesi gibi testler ile net olarak görülmektedir. Alyuvarların incelendiğinde bu testte kesin sonuç için hemoglobin ve hematokrit değerleri de özel olarak incelenir.

Demir eksikliği tedavisinde, kaybedilen demir yerine konmaya çalışılır. Bunun için demir takviyesi uygundur. Buna ek olarak demir eksikliği olan kişilerin bol C vitamini tüketmesi önerilir.
Anemi Genel Belirtileri Nelerdir?

Anemi türlerine göre farklı belirtiler görülebilse de genel olarak anemi belirtileri şunlardır;
. Üşüme
. Çabuk yorulma
. Nefes darlığı
. Çarpıntı
. Halsizlik, yorgunluk, bitkinlik
. Sürekli uyku hali
. Saç dökülmesi
. Kulak çınlaması
. Baş dönmesi ve baş ağrısı
. Saç dökülmesi
. Dikkat eksikliği
. Tırnaklarda kırılma ve şekil bozuklukları
. Saçlarda cansızlık
Anemi Risk Grupları Nelerdir?

Anemi, herkeste görülebilir ancak birtakım kişilerde meydana gelme olasılığı yüksektir. Bu kişiler;
. Böbrek, karaciğer, tiroid ve bağırsak hastalıkları olanlar
. Ailede anemi öyküsü bulunanlar
. Herhangi bir sebeple kan kaybı yaşayan kişiler (cerrahi girişim, yaralanma, travma)
. Yeterli demir, vitamin ve mineral alamayan kişiler
. Gebeler
. Çocuklar

Patolojisi olan kişiler, hastalık etmeni vücutta alyuvar üretimini yavaşlatarak ya da alyuvar yıkımını arttırarak anemi riskini arttırır.

Gebeliğin ilk altı ayı boyunca anne adaylarında plazma hacmi, alyuvardan daha fazla artış göstererek kanın sulanmasına yol açar. Bu da anemiye neden olur.

Çocuklarda ise özellikle gelişim döneminde ve bebeklikte vücut hızla büyümeye meyilli olduğu için daha fazla demire, alyuvara ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaç fazlası da anemiye yol açabilir.
Anemi Testi Nasıl Yapılır?

Anemi varlığı olup olmadığını gözlemek için birtakım laboratuvar testleri vardır. Öncelikle hemogram (tam kan sayımı) testi, kan hücrelerini gözleyebildiğimiz bir tetkik olduğu için anemi tanısı için gerekli bir testtir. Bu testte hemoglobin, hematokrit ve alyuvarlar incelenerek anemi olup olmadığı hakkında bilgi edinebilir.

Anemi varlığını sorgulamak için başvurabileceğimiz bir diğer yöntem de periferik yayma (formül lökosit) dediğimiz yöntemlerdir. Hemogramda anemi varlığı görüldüyse devamında periferik yayma testi istenebilir. Bu testler ile aneminin nedenleri saptanır. Şüphe edilen anemi türüne göre başka spesifik testler de istenebilir.

Periferik yayma, alınan örnek damlasının özel madde ile boyanarak mikroskop altında incelenmesi işlemidir. Hemogram testi ise klasik bir kan alma işlemidir.
Anemi Tedavisi Nedir?

Anemi tedavisi için öncelikle yapılan şey anemi türünü belirlemektir. Sonrasında anemi türüne göre ilaç takviyesi ile eksiklik giderilmeye çalışılır. Buna ek olarak anemi tedavisinin ileri safhaları için kan ya da duruma göre kemik iliği transplantasyonu yapılır. İlaç tedavisi; şurup ya da hap formatında olacağı gibi intramusküler (adele içine zerk) ya da intraventriküler (damar içine zerk) şeklinde uygulanabilir.

Anemisi olan kişilerin beslenme uzmanları tarafından beslenme planları da oluşturulmaktadır. Diyete daha fazla demir, B12, c vitamini, folik asit gibi mineral ve vitaminlerin bulunduğu besinler eklenir. Eğer anemi kanama sonucu meydana geldiyse cerrahi müdahelelerle kanama durdurulmaya çalışılır. Yine ihtiyaca göre dalağın alınması da gerekebilir.


Paylaş:

Danışma Hattı:

0 262 331 69 79



whatsapp