Kardiyovasküler Hastalık
Kardiyovasküler Hastalık (kalp damar hastalığı; KVH), kalbinizi ve vücudunuzun kan damar sistemini olumsuz etkileyen hastalıkları kapsar. Yani hastalığın adındaki kardiyo kalp, vasküler de kan damarları ifade etmektedir.
Kardiyovasküler Hastalıklarının büyük çoğunluğu kronik rahatsızlıkları yansıtır. Bu rahatsızlıklar uzun sürede gelişip kendini belli etmektedir. Fakat kardiyovasküler Hastalıklarının bir bölümü kalbi ya da beyni besleyen bir damarda tıkanıklık meydana geldiğinde ansızın oluşan kalp krizleri ve inmeler gibi akut olaylar şeklinde meydana gelebilir.
Kardiyovasküler hastalık, yani kalp damar hastalığı teriminin en popüler kullanımı aterosklerozla ilişkili hastalıkları belirtir.
Kan kolesterol düzeyi yüksek olanlarda, kan basıncı yüksek olanlarda, sigara içenlerde, aşırı kilolu kişilerde, egzersiz yapmayan kişilerde ve diyabetlilerde bu hastalıklar daha fazla meydana gelmektedir.
Halk sağlığı girişimleri, insanların sağlıklı bir diyete uymalarını, kan basıncını kontrol etmelerini, sigara kullanmamaları, kullanıyorlarsa bırakmalarını, diyabette iseler kan şekeri düzeylerini tamamıyla kontrol altına almalarını ve düzenli olarak egzersiz yapmalarını teşvik etmektedirler. Bu sayede kardiyovasküler hastalıklarını azaltmaya odaklanmaktadırlar.
Kalp-damar hastalığının risk faktörleri bazı durumlarda daha yoğundur. Bunların başında diyabet geliyor. Tip 1 diyabeti olanlarda kalp-damar hastalığına yakalanma riski on kat, tip 2 diyabette ise dört kat artmaktadır.
Şeker hastalığı olanlar en az kalp-damar hastalığı olanlar kadar risk altındadırlar. Bu durumda kalp krizi ve felç geçirme olasılığı yanında ani ölüm riskleri de yükselmektedir.
Diyabet hastalarının kal-damar hastalığı ve gizli kalp krizi geçirme olasılığı yüksek olması nedeniyle bu kişilerin yılda en az bir kez kardiyolojik muayeneden geçmeleri önerilir.
İkinci risk faktörü, genetik mirastır. Yani genler. Birinci dereceden erkek akrabasında kalp damar hastalığı olanlar risk altında sayılır.
Böyle bir durumu olan kişilerin günlük hayatlarında beslenmeden egzersize kadar kalp sağlığını etkileyen çeşitli noktalarda dikkatli olmaları gerekir. Hatta değişiklikler yapmaları da gerekebilir.
Beslenmede özellikle Akdeniz diyetinin uygulanması, özellikle doymuş yağlardan kaçınılması tavsiye edilir. Egzersiz yapılmasının da önemi büyüktür. Haftada en az 3-4 gün, günde en az 25-30 dakika yürüyüş yapılması gerekmektedir.
Üçüncü risk faktörü kilodur. Göbek tipi yağlanması ve kilo sorunu olanlarda kalp-damar hastalığına zemin oluşturan tansiyon, diyabet, kolesterol yüksekliği oluşum riski son derece yüksektir. Bunlarda kalp-damar hastalığı riskini arttırmaktadır.
Bu yüzden kilonun normal sınırlarda tutulması özel önem taşımaktadır. Erkeklerde bel çevresinin 102 cm. Kadınlarda ise 88 cm., üzerinde olma göbek tipi yağlanma göstergesidir. Bu ölçülerin üzerinde iseniz diyet uygulamanız önerilmektedir.
Bazı kalp-damar hastalıklarının sınıflandırmasını şöyle yapmak mümkündür:
Koroner arter hastalığı (KAH) ve koroner kalp hastalığı (KKH): Kalbi besleyen kan damarlarının hastalığı halinde şu rahatsızlıklara neden olabilmektedir:
Kalp krizi,
Anjina,
Konjestif kalp yetmezliği.
Serebrovasküler hastalık: Beyni besleyen kan damarlarının hastalığı halinde şu rahatsızlıklar kendini gösterir:
Mini inmeler yada geçici iskemik ataklar,
İnmeler.
Periferik (çevresel) damarlar hastalığı: Bacakları ve kolları besleyen kan damarlarının hastalığıdır ve şu rahatsızlıklar şeklinde kendini göstermektedir:
Kangren: Dolaşım yetersizliğinde kaynaklanan bacaklardaki dokuların ölümüdür.
Klodikasyon: Atardamarlar içerisindeki kan akışının tıkanmasıyla ağrıların oluşmasıdır.
The Word Health Organization (Dünya Sağlık Örgütü) verilerine göre 2005 yılına ait dünyaca çapındaki ölümlerin yüzde 30’una tekabül eden 17,5 milyon kişinin kalp damar hastalığından öldüğü tahmin edilmektedir.
Bu ölümlerin de 7,6 milyonu koroner kalp hastalığı, 5,7 milyonu da inmeye bağlı olarak gerçekleşmektedir.
Dünya ölçeğinde ölümlerin önde gelen nedenlerinden birisinin kalp damar hastalığı olması nedeniyle kalp damar hastalığına uluslararası düzeyde bir ilgi vardır.
Kalp ve toplardamar da dahil olmak üzere diğer kan damarları da başka pek çok hastalıktan olumsuz etkileniyor. Doğumsal ya da kalp hastalığı gibi kalp gelişimi sırasında oluşan sorunlar kalp hasarına neden olabiliyor.
Endokardit adı verilen enfeksiyonlar kalp kapaklarında zarara neden olabilmektedir.
Kardiyomiyopati adı verilen kalp kası yavaş yavaş ya da miyokardit adı verilen enfeksiyonlarla daha hızlı şekilde yıkıma maruz kalabilmektedir.
Ateroskleroz dışında bu ve diğer kalp hastalıkları daha geniş çaplı tartışılmaktadır. Bunlar dışında toplardamarda trombüs denen kan pıhtıları meydana gelebilir.
Bunlar da damar duvarlarından koparak emboli denen diğer organlara gidebilmektedirler. Kan damarları da vaskülit adı verilen iltihabi bir hastalık sonucunda hasar alabilmektedir.